Adana’da ölen yaşlı kadının komşusu konuştu

Adana Seyhan ilçesinde bir huzurevinde kalan ve 2023’te ‘beyaz gelinlik giyme’ hayalini damatsız düğünle gerçekleştiren Sümbül Topbaş, 20 Haziran’da bakkala gideceğini söyleyerek ayrıldıktan sonra bir daha geri dönmedi.

Hakkında kayıp başvurusu yapılan Topbaş’ın, 23 Haziran gecesi Çukurova ilçesi Kurttepe Mahallesi’ndeki ağaçlık alanda cansız bedeni bulundu.

Polisin yaptığı incelemede, vücudunda herhangi bir yara izine rastlanmayan Sümbül Topbaş’ın cansız bedeni, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

SORUŞTURMA BAŞLADI

Otopsisi tamamlanan Topbaş’ın cenazesi, yakınları tarafından alınarak Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Sümbül Topbaş’ın ölümü sonrası Adana Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, huzurevine yönelik idari soruşturma başlattı.

Ayrıca çıkacak detaylı otopsi raporunun ardından Topbaş’ın ölümüyle ilgili bir ihmal ya da dış müdahale olup olmadığının belirleneceği, adli soruşturmanın da sürdüğü bildirildi.

SON BAYRAM İZİN ÇIKMADI

Sümbül Topbaş’ın huzurevine yerleşmeden önce kaldığı Köprülü Mahallesi’nde bakkallık yapan 30 yıllık komşusu Ayşe Gönenç, konuştu.

Topbaş’ın ölüm haberiyle sarsıldığını ve çok üzgün olduğunu söyleyen Gönenç, “Kimsesi yok. Var da yok denilebilir. Ablası ve yeğenleri vardı ama burada oturmuyorlar. Sümbül Abla tek başına yaşardı. Dükkanımızdan alışveriş yapardı. Tertemiz, eli yüzü düzgün bir insandı. Yaklaşık 30 yıldır yani gençlikten tanıyoruz. Ortada kalınca huzurevine yatırıldı.

Kimse önemsemedi, biz de sahip çıkıyorduk. Biz bayramlarda alıp mahalleye getiriyorduk. Bizim evimizde kalıyordu, ben bakıyordum. Helalihoş olsun, hiç zorsunmadım. Bu bayram istedik, kurum vermedi. Yakınları huzurevinden çıkmasını istemiyormuş. Kadına sahip çıkmadılar. Günah değil mi?” diye konuştu.

“HUZUREVİNDE MUTLU DEĞİLDİ”

Sümbül Topbaş’ın huzurevinde mutlu olmadığını söyleyen Ayşe Gönenç, şöyle devam etti:

Huzurevinde kalmak istemiyordu. Huzurevinde kimseyi tanımadığını, mahalleyi çok özlediğini anlatıyordu. ‘Burada siz varsınız. Orda kimseyi tanımıyorum. Vakit geçmiyor’ derdi. Bana ‘Anne’ derdi. Bazı rahatsızlıkları başlamıştı. Şizofren ve Alzheimer hastalıkları vardı ama kimseye bir zararı yoktu. İlaçlarını yazdırıyor, alıyorduk. İlaçlarını içerdi. Beraber uyurduk.

Hiçbirimize kötü bir davranışı olmadı. Ama huzurevinde mutlu değildi. Oradan defalarca kaçmaya çalışmış. Sonuçta burada doğmuş büyümüş ve buralarda kalmayı istiyordu. Burada tüm mahalleyi tanır, konuşur, gülüşüyordu. Bizim evimizin insanı gibiydi, hiç ayırmadık. Böyle bir ölümü hak etmedi. Çok üzgünüz. İhmal olduğunu düşünüyorum. Sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir